Turunçlu Günler

11 Mayıs 2006

Cocuksu(z) bir deneme...

Otuz yasina merdiven dayamis bekar bir kadin. Evlenip coluk cocuga karismak icin toplumun ona tanidigi sure doldu dolacak. Biyolojik saatinin eli kulaginda, her an “cocuuk cocukk” diye calmaya baslayabilir. Bir sabah cocuk istiyorum ben diye uyanmasi an meselesi.

Yasaminda yaptigi secimleri, veya “secimsi”leri fazla sorgulamamis, geriye bakinca bunu gorebiliyor. O da herkes gibi, daha kendisini bile bilmeden, yat demisler yatmis, kalk demisler kalkmis, okula git demisler gitmis, iyi bir evlat olmaya calismis, iyi bir ogrenci, sonra iyi bir arkadas, iyi bir sevgili, iyi bir ogretmen...ve simdi de iyi bir es ve anne... Sirada onlar bekliyor onu. Oyle degil mi?

Cok emin degil artik. Zaman gectikce, ve o an yaklastikca, icindeki suphe artiyor da artiyor. Kendini sorgulamaya, anlamaya, neyin eksik oldugunu bulmaya calisiyor. Nerde hata yapti, hangi parca eksik...

Geriye donup ipuclari toplamaya calisiyor hayatindan. Kucukken evcilik oyunlarinda hic anne olmak istememis, hic ben buyunce gelin olacagim, anne olacagim dememis soruldugunda, oyuncak bebekleriyle oynamayi hic sevmemis, her gordugu bebegi kucaklayip minciklamamis, elalemin bebegini sokak ortasinda ata-tuta hic sevmemis, benim cocugum olunca ben ... diye baslayan cumleler kurmamis digerleri kadar.
Bunalri hep gec olgunlasmasina, daha cocuk olmasina baglamis, gecistirmis, onun da vaktinin gelecegine inanmis, “eksiklik”inin tamamlanacagini sanmis. Biraz da korkmus, kabullenmekten acikcasi cocuk istemeyen/sevmeyen bir insan olarak bilinmeyi. Nasil bir insan cocuklari sevmez ki canim? Cocuk kadar sevilesi bir sey var mi su dunyada?

Ama biraz kendisini tanimaya anlamaya dinlemeye baslayinca anliyor ki... Daha fazla inkar etmenin manasi yok, cocuk yapmak istemiyor, iste o kadar. Ne buyuk rahatlik. Kendini kabullenme... Ama baskalirinin kabullenmesi o kadar da kolay olmuyor, anneyi ayri ikna etmek gerekiyor herksein illa cocuk yapmasi gerekmedigine, arkadaslari ayri ikna etmek gerekiyor insanin cocuk sahibi olmadna da sevgi dolu olabilecegine. Daha sonralari cocuk yapmadan da normal bir insan olunabilecegine insanalari ikna etme zorunlulugunun sacmaligini fark ediyor. Neden “default” durum cocuk yapmak?
O gunden sonra cocuk yapmak isteyenlere o da sormaya basliyor nedenlerini..Iyi bir karsi atak, diye dusunuyor, ama is beklediginden de ilginc ve eglenceli bir hal aliyor, cunku ikna edici ve mantik cercevsinde bir cevap alamiyor su gune kadar. Ama tum bunalra ragmen, cocuk yapmayi istemeyen bir kadina daha rastalayamiyor, hatta erkekler bile sandigindan daha da az..Biricik sevgilisinin de onun gibi hissetmesinin ne kadar buyuk bir sans oldugunu bir kere daha fark ediyor..

Bugun, bir sekilde bu konu tekrar aklina gelince, artik dayanamiyor, baskalari da olmali cnaim diyor...ve buluyor da hem de bir cok internet sitesi cikiyor karsina (http://www.childfree.net/websites.html)..seviniyor azicik da rahatliyor. Belli ki toplumun ona kazandirdigi, ve nedenini bilmedigi “baskalarina benzeme” istegini hala asamamis.

1 Yorum:

  • Ben bu yazida en cok cocuk yapmadan da sevgi dolu olunabilecegi saptamasini sevdim. Sanirim bizde sevgi sozcugu en cok cocugu cagristiriyor. Bilmiyorum Turkiye de insanlar cocuktan baska birseye karsi sevgi dolu olabiliyorlar mi.

    Blogger Nart Bedin Atalay adlı yazara göre, saat: 11/5/06 17:42  

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]



<< Ana Sayfa