Caga ayak uydurmak...haber almak...anlamak...
Serdat Turgut bugunku yazisinda soyle demis:
"Hemen her seyden haberdar olundugu ancak hemen hicbir seyin de anlasilamadigi bir cagda yasiyoruz"
Yazinin tamami da okumaya deger.
Beni uzun zamandir aklimda dolanan olgunlasmamis bazi fikirler hakkinda oturup dusunmeye sevketti. Icinde bulundugum durum hakkinda bir farkindalik sagladi.
Bilgi ve haber altinda eziliyoruz, ama anlamlandirmaya bile vaktimiz olamiyor. Oturup sakin kafayla bir kitap okurken, acaba yeni olan neler kaciriyoruz diye endiselenmeden edemiyoruz. Kendi dunyamiza cekilip soyutlanmak, icimizde bir tedirginlige yol aciyor. Daha cok seyi anlamanin daha cok seyden haberdar olmanin dogal bir sonucu oldugunu saniyoruz. Okuyor da okuyoruz, arastiriyoruz, buluyoruz, ama anlamaya zaman kalmiyor.
Haber almaktan, kendi fikirlerimizi olusturmaya vaktimiz olmadigi zaman, ne dusunmemiz gerektigine ya da olaylari nasil yorumlamamiz gerektigine dair alternatifler de onumuze sunuluyor. Fikir sahibi olmuyor, halihazirda bizim icin hazirlanan fikirleri odunc aliyoruz. Isimiz bitine kadar sindiremeden kullaniyoruz.
Evdeyken, isteyken, artik yolda sokaktayken bile internete baglanmak ihtiyaci duyuyoruz... bagimli olup cikiyoruz.
Butun bunlardan, ne varsa eski degerlerimizde var, sahip cikalim, degismeyelim gibi yavan soylemlerde bulunmaya calistigim cikarilmasin. Sadece, cogumuzun hizli teknolojik gelismelerin yarattigi bocalama devresinin kurbani olma yolunda oldugundan dem vurmak istedim.
"Hemen her seyden haberdar olundugu ancak hemen hicbir seyin de anlasilamadigi bir cagda yasiyoruz"
Yazinin tamami da okumaya deger.
Beni uzun zamandir aklimda dolanan olgunlasmamis bazi fikirler hakkinda oturup dusunmeye sevketti. Icinde bulundugum durum hakkinda bir farkindalik sagladi.
Bilgi ve haber altinda eziliyoruz, ama anlamlandirmaya bile vaktimiz olamiyor. Oturup sakin kafayla bir kitap okurken, acaba yeni olan neler kaciriyoruz diye endiselenmeden edemiyoruz. Kendi dunyamiza cekilip soyutlanmak, icimizde bir tedirginlige yol aciyor. Daha cok seyi anlamanin daha cok seyden haberdar olmanin dogal bir sonucu oldugunu saniyoruz. Okuyor da okuyoruz, arastiriyoruz, buluyoruz, ama anlamaya zaman kalmiyor.
Haber almaktan, kendi fikirlerimizi olusturmaya vaktimiz olmadigi zaman, ne dusunmemiz gerektigine ya da olaylari nasil yorumlamamiz gerektigine dair alternatifler de onumuze sunuluyor. Fikir sahibi olmuyor, halihazirda bizim icin hazirlanan fikirleri odunc aliyoruz. Isimiz bitine kadar sindiremeden kullaniyoruz.
Evdeyken, isteyken, artik yolda sokaktayken bile internete baglanmak ihtiyaci duyuyoruz... bagimli olup cikiyoruz.
Butun bunlardan, ne varsa eski degerlerimizde var, sahip cikalim, degismeyelim gibi yavan soylemlerde bulunmaya calistigim cikarilmasin. Sadece, cogumuzun hizli teknolojik gelismelerin yarattigi bocalama devresinin kurbani olma yolunda oldugundan dem vurmak istedim.
Turunç tarafından gönderildi saat:
23:40
3 Yorum:
Bu durum bence bizim gibi fikir ureterek kazanan insanlar icin hem iyi hem kotu.
Iyi cunku fikirlerimizi satabilecegimiz insanlarin sayisi artiyor. Dusuncelerimizi ilginc hale getirebilirsek "basarili bilim insani" paketi altinda populerlik kazanmamiz mumkun.
Kotu cunku kimse gercekten ne dedigimizi anlamayacak.
Valla fikirlerimizi kim alir, ya da biz satar miyiz bilmiyorum bilim adami olarak ama bilim dunyasinin disinda artik bilginin icsel degeri degil, meta-degeri onemli. Turkce'de siyasetin magazine donemsi boyle bir sey. Isteyen istedigi kadar Ulke fakirlestir, borclandi, ekonomi icler acisi desin, diyenin kolundaki saatin fiyati daha onemlidir. Daha secim zamani gelmeden, gazetelerin internet sayfalarindaki mansetlerde, iste secime damga vuran polemikler diye "haber" gecilmesi da buna baska bir ornektir.
herneyse nasil da buldum ama blog'unu. hehe.
doktoran hayirli olsun, tebrik ederim!!
kal saglicakla,
caglar
Efenim ne iyi ettiniz de buldunuz....
Yine bekleriz, biz de sizi ziyaret ediciiz....
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa